Emine Erdoğan Hanımefendi, TOGEM-DER tarafından düzenlenen iftar programına katıldı.


Pazartesi, 4 Haziran 2018 00:00
a-A+

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi, "İhmal ve istismara uğramış çocukların en az kayıpla yeniden hayata kazandırılması, önemli dediğimiz diğer tüm işlerin başında gelir. İstismara uğrayarak zaten bir darbe alan çocukların, adli ve tıbbi işlemler sırasında yeniden yıpratılmaması son derece hayati bir konudur. Bu amaçla kurulacak Çocuk İzleme Merkezinin önemli bir misyon üstleneceği açıktır" dedi.   

Emine Erdoğan Hanımefendi, Toplumsal Gelişim Merkezi Eğitim ve Sosyal Dayanışma Derneği (TOGEM-DER)  tarafından düzenlenen iftar yemeğine katıldı.

TOGEM-DER tarafından yürütülen "Çocuk İzleme Merkezi" projesinin tanıtımının da yapıldığı programda konuşma yapan Erdoğan, derneğin, yaptığı hayır ve eğitim faaliyetleriyle dikkat çekici başarılar elde etmiş bir kuruluş olduğunu anlattı.

TOGEM-DER'in açtığı ana okulları, özel eğitim ve mesleki eğitim merkezleriyle, Türkiye'nin eğitim seferberliğine anlamlı katkılarda bulunduğunu dile getiren Erdoğan, eğitimin, tek başına devletin üstlenebileceği bir iş olmadığını söyledi.

Emine Erdoğan, şunları söyledi:

"Gerek bizim geleneğimizde, gerekse modern toplumlarda vakıflar, eğitim işinin her zaman bir parçası olmuştur. Gençlerimize eğitim bursları, kadınlarımıza mesleki eğitim faaliyetleriyle, hayırda yarışan tüm TOGEM-DER gönüllülerini kutluyorum. Hayırda yarışmak, medeniyetimizin özüdür. 'Sevdiklerinizden infak etmedikçe iyilerden olamazsınız' ayeti, infak medeniyetinin temelini oluşturur. Hayır yapmak, cömertliğin, cömertlik merhametin, merhamet de imanın tezahürüdür. Mümin, yoksulları, ihtiyaç sahiplerini görüp gözeten bir merhamet bulutu olmalı, yardımlarını onlara yağdırmalıdır. Gündelik sofrasına dahi, misafir olmadan tek başına oturmayı ayıp sayan bir medeniyetin mensupları olarak biz de elimizdekini paylaşma sorumluluğundayız. Elimizde hiçbir şey yoksa bile dostluğumuzu, kardeşliğimizi ikram edebiliriz."

Dünyanın merhametsizlikten can çekiştiği bir zamanda en azından yakın çevrede ulaşabilecek nice hayır kanalı olduğuna dikkati çeken Emine Erdoğan, "TOGEMDER de onlardan biridir. Söz konusu çocuklar olunca, yapılacakların sonu yoktur. Mart ayında açılışına benim de katıldığım, çocuk ihmal ve istismarı sempozyumunun sonuç raporu hepimize sorumluluklar yüklemiştir. Şimdi sıra, bu sorumlulukları yerine getirme vaktidir. İhmal ve istismara uğramış çocukların en az kayıpla yeniden hayata kazandırılması, önemli dediğimiz diğer tüm işlerin başında gelir. İstismara uğrayarak zaten bir darbe alan çocukların, adli ve tıbbi işlemler sırasında yeniden yıpratılmaması son derece hayati bir konudur. Bu amaçla kurulacak Çocuk İzleme Merkezinin önemli bir misyon üstleneceği açıktır" ifadelerini kullandı.

Emine Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çocukların güven içinde yaşayacağı bir dünya inşa etmek, en temel vazifemizdir." diyen Erdoğan, "Çocuklarımızı psikososyal ve fizyolojik açıdan en iyi şekilde yetiştiremiyorsak, hayatın çok önemli bir tarafını ıskalıyoruz demektir. Bu proje kapsamında 5 bin çocuk ve aileye ulaşmak somut bir hedeftir. İnanıyorum ki, TOGEM-DER tecrübesi ile bu en yetkin şekilde gerçekleştirilecek. Hayatının henüz çok başında büyük sorunlarla karşılaşan yavrularımızın yaralarını sarmak, hepimizin boynunun borcudur. İstismara uğramış çocukların yaralarını sarmak kadar, istismarın kapısını aralayan şartları ortadan kaldırmak da önemlidir. Çocuklarımıza gerektiğinde 'hayır' diyebilmeyi öğretmeliyiz. Ama daha önemlisi, çocuklar için en güvenli yer olan aileyi gözümüz gibi korumalıyız. Aile, toplumsal yapının en sağlam kalesi olmalıdır. Onu layıkıyla korumak, birçok riski bertaraf etmek demektir. Ailenin olduğu yerde en zehirli niyetler, eylemler dahi nispeten zararsız kalır. İdeal olan, çocukların kendi aile ortamında huzur içinde yetişmesidir. Fakat bunun mümkün olmadığı durumlarda ise, koruyucu aile ve sevgi evleri en güzel çözümdür." 

Artık devletin, yetiştirme yurtları yerine sevgi evleri açarak, korumasız çocukları kanatları altına aldığını, buralarda huzur ve güven içinde çocuklara sahip çıkıldığını belirten Erdoğan, "Bunun bir adım ötesi, koruyucu ailedir. Nice çocuğumuz, kendisine merhamet ve sevgiyi esirgemeyecek toplum gönüllüsü aramaktadır. Koruyucu aile olarak, kalplerini bu çocuklara açan kardeşlerimi kutluyorum. Gerçekten bu, tam anlamıyla yüce gönüllülüktür. Rabbim sayılarını artırsın" dedi.

Toplumun kalkınmasının çok boyutlu bir mesele olduğunu ifade eden Emine Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir yanda Türkiye'yi ekonomik, siyasi açıdan geliştirip büyütürken, bir yandan da bu minik kalpleri hayata kazandırmalıyız. Gelecekte bu ülkeyi onlara teslim edeceğiz. Çocuklarımıza bugünden yapacağımız yatırım, gelecekte meyve verecektir. Gölgesinde oturamayacağını bile bile ağaç diken insan ne kadar ulvi bir iş yapıyorsa, geleceğe attığımız her tohumla bizler de aynını yapıyoruz. Hayatta hiçbir şeyin tesadüf olmadığına inananlar olarak, bugün burada toplanmamız da boşuna değildir. Bir maneviyat büyüğü, 'Allah katında yerini bilmek istiyorsan, seni hangi işe memur ettiğine bak' der. Bizler de bugün burada isek, çocuklarımızın sorumluluğu bizim üzerimizedir. Rabbim, bizleri memur ettiği bu işin üstesinden gelmeyi nasip etsin. Bu dualarla hepinizi en kalbi duygularla selamlıyorum. Oruçlarınız makbul, hayırlarınız ve dualarınız kabul olsun."

- ‘’Çocuk istismarında en önemli olan istismarın tamamen önlenmesidir’’

Programda bir konuşma yapan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Dr. Fatma Betül Sayan Kaya ise, bir ülkenin ekonomik gelişmişliğinin yanında mutlu birey ve güçlü aile yapısına da sahip olmasının son derece önemli olduğunu belirterek, bu yapının temel unsurlarından birinin, çocuğa verilen önem ve değer olduğuna dikkati çekti.

Bakan Kaya, şunları kaydetti:

"Günümüzde bilişim ve iletişim araçlarının yaygınlaşması hayatımızı kolaylaştırmak kadar, yeni tehdit alanlarını da beraberinde getiriyor. Bugün dünden farklı bir hayatı yaşıyoruz. Bu hızlı değişimin olumsuzluklarına karşı bireyi, aileyi ve toplumu korumak, aynı zamanda güçlendirmek durumundayız. Elbette bu olumsuzluklara karşı öncelikle korunmaya ihtiyacı olan kesimlerin başında çocuklarımız geliyor. Çocukların ihmal ve istismardan korunması noktasında hükümet olarak Sayın Cumhurbaşkanımız'ın liderliğinde sıfır tolerans ilkesiyle hareket ediyoruz. Çocuk istismarında en önemli olan istismarın tamamen önlenmesidir. Bunun için bakanlık olarak sivil toplum kuruluşlarının da desteğiyle koruyucu ve önleyici hizmetlere büyük önem veriyoruz."

Koruyucu ve önleyici hizmetlerin başında eğitim faaliyetlerinin geldiğini ifade eden Bakan Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Çocuk istismarının önlenmesinde mahremiyet bilincinin önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu yıl içerisinde yatılı kuruluş personeli, sosyal yardım alan ailelerde, evde bakım desteği alan ailelerimizden ve sosyal ekonomik destekle desteklediğimiz ailelerimize bu eğitimleri verdik. Ayrıca, tüm meslek grubu çalışanları için, çocuk istismarının tespiti, kanuni bildirim zorunluluğu, yapılacak müdahaleler ve izleme sürecine yönelik eğitimler de düzenliyoruz. Örgün eğitime devam eden öğrencilerin tamamına kişisel sınırların korunması eğitimleri verilmesi amacıyla Milli Eğitim Bakanlığımız ile işbirliği içinde çalışmalar yürütüyoruz."

"Çocuk istismarlarında en temel sorunlardan biri de, bu müessif olayın farkedilmesinde güçlük yaşanmasıdır" diyen Bakan Kaya, "Bunun için bakanlığımızın yeni programı Aile ve Sosyal Destek Programımızı (ASDEP) önemli buluyoruz. ASDEP ile hane ziyaretleri gerçekleştiriyoruz. Bu ziyaretlerde ihmal ve istismar konusunda risk haritalarını oluşturmayı hedefliyoruz. ALO 183 Sosyal Destek Hattımız ile de 7 gün 24 saat ücretsiz olarak ihbarlar alıyor, anında müdahale ve destek imkanı sağlıyoruz. Çocuklarımızın mutlu bir yaşam sürmesi, gelişimlerini sağlıklı bir şekilde gerçekleştirmeleri için hep birlikte dayanışma içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz" diye konuştu.

- "Çocuk İzlem Merkezleri"

Çocuk mağdurların kolluğa müracaatı, ifade alma, adli tıp ve sağlık muayeneleri ile adli soruşturma süreçlerinde örselenmelerini önlemek üzere Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı işbirliğinde Çocuk İzlem Merkezleri oluşturduklarını anımsatan Bakan Kaya, sözlerini şöyle tamamladı:

"Çocuk İzlem Merkezlerinde, savcı, doktor, sosyal hizmet uzmanı ve psikolog eliyle bütün işlemler tek seferde gerçekleştirilerek çocuğun ikincil örselenmesinin önüne geçilmektedir. Çocuk İzlem Merkezleri (ÇİM) bu anlamda atılmış önemli bir adımdır. Çocuk İzlem Merkezlerini 81 ilde aktif hale getirmek için ilgili Bakanlıklarımızla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. İşte bugün sizler de verdiğiniz bağışlarla İstanbul'da bir yeni Çocuk İzlem Merkezi'nin daha kurulmasına vesile olacaksınız. Bağış yapan destek olan tüm hayırseverlerden Allah razı olsun. Çocuğun aile yanında desteklenmesi gereken durumlarda ise yine Bakanlığımıza bağlı gündüzlü hizmet veren Sosyal Hizmet Merkezleri bünyesinde Çocuk Destek Birimleri ile çocuğun sosyal hayata uyumu, okula devamı, aile desteği gibi hizmetleri yürütüyoruz. Çocuk Destek Merkezlerimiz 36 ilimizde 66'yı geçmiş durumda. Bu merkezlerde çocuğun ihtiyaçlarına uygun eğitim, sağlık ve sosyal destek hizmetleri veriliyor. Nihai amacımız çocuklarımızın rehabilitasyon sürecinin ardından yaşamını normal bir şekilde sürdürmesi ve toplumla bütünleşerek geleceğe güvenle bakabilmesini sağlamaktır."

Konuşmaların ardından Emine Erdoğan Hanımefendi, Bakan Kaya ve TOGEM-DER Başkanı Saadet Gülbaran, projeye bağışta bulunan katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Gecede "Çocuk İzleme Merkezi" projesinin yararına 3 milyon 972 bin lira bağış toplandı.

Haber Fotoğrafları